Blog, Genel, Hit
Yöneticiler niçin girişimci olamazlar?

Yöneticiler niçin girişimci olamazlar?

İş hayatındaki insanların neredeyse %90 ı kendi işini kurmak istiyor. Ama çok azı bunu gerçekleştirebiliyor ve kendi işinin patronu olabiliyor. Bu durum fazlasıyla ilgimi çekmekte. Yani bir yöneticiyi girişimciden ayıran nedir? Neden yöneticiler girişimci olamıyor? Bu tür sorular, cevaplarını ısrarla merak ettiğim sorular. Bu soruları sordukça önüme bazı cevaplar çıktı. Bu da, bu konuda fikir yürütmemi sağladı. Girişimciler yöneticilerle belirli noktalarda ayrılıyorlardı. Farklıydılar. Bu noktalar neler mi?


1) Risk.
 Ayırımın en belirgin noktası. Riski kim alıyor,  parayı kim koyuyorsa girişimci odur. Çünkü girişim başarısız olduğunda,  kaybedecek olan odur. Girişimcinin başarısızlıkta tek kaybettiği de parası değildir. İtibarını, gücünü ve birçok önemli şeyi geçici de olsa kaybeder. Ama yönetici başarısızlık anında daha az şey kaybeder. İşini kaybeder, belki işssiz kalır. Ama girişimcinin durumuna düşmez. Bu yüzden ilk aşamada girişimcilik risk alabilmektir.

2)   Karar vermek. Girişimci son noktayı koyan kişidir. Yönetici karar aldırmaya çalışır. Verileri sunar, değerlendirmeleri yapar ve raporunu sunar. Konu önemliyse, son karar girişimcinindir. Yönetici karar alma sürecini hazırlar ve karar aldırmaya çalışır. Ama girişimci karar verir. 2 yoldan birinden gitmek gerekiyorsa hangi yola girileceğine girişimci karar verir. O önden gider ve yol açar.

3)   Duygular. Girişimcilerin en tipik özellikleri,  duygularıyla hareket etmeleridir. Sezgileri çok güçlüdür. Bu sezgilere dayanarak karar verirler. Bazı kararlar size başta yanlış gelebilir. Ama zamanla girişimci haklı çıkar. Ya da tam tersi olur. Önemli ama duygusal bir kararı,  ciddi bir başarısızlığa neden olabilir. Bu açıdan bakınca girişimci daha uçtur. Yönetici ise  daha mantıklı hareket etmeye çalışır. Kararlarını belirli bir mantıki yapı içerisinde değerlendirir. Mümkün olan riskleri hesaplamaya çalışır. Tüm verileri inceleyip,  en sağlıklı sonuca ulaşmaya çalışır. Onun için sezgilerden çok,  eldeki veriler değerlidir.

4)   Arayış. Bir girişimcinin ömrü arayış içinde geçer. Hergün aklına farklı bir fikir gelir. O,  fikirlerin peşinden gider. Yeni işler dener, yapılmayanı merak eder. Gözleri bir radar gibi her tarafı tarar. Fırsatları, yapılabilecekleri daha net görmeye çalışır. Yönetici buna karşın bir düzen oluşturma çabasındadır. Amacı işleri belirli bir düzen haline getirebilmek ve sistemi kurabilmektir. İşlerin kontrolü altında olması,  onu daha çok mutlu eder. Sürekli yeni arayışlar yerine,  mevcudu iyi hale getirmeye çalışır.

5)   Kazanç. Girişimci ile yöneticinin ilk ciddi ayrılığı risk durumunda yaşanıyordu. 2. Ayrılık ise kazanç durumunda yaşanmaktadır. Nasrettin Hoca’nın dediği gibi,  parayı veren düdüğü çalar. Girişimci işe para yatırdığı, parasını riske attığı için her zaman pastanın en büyük dilimini alır. Şirketler büyüdükçe girişimci ile yönetici arasındaki gelir farkı,  belirgin hale gelir. Yöneticinin başlangıçta girmediği risk,  ona daha az kazanç olarak geri döner.

Girişimcilik ya da yöneticilik aslında tercihlerdir. Hiçkimse doğuştan ne girişimci ne de yöneticidir. Hayat ve onun karşısında verdiğiniz kararlar, sizi bir yere sürükler. Ve ona uygun rollerinizi alırsınız. Kimi yönetici olur, kimisi de girişimci.Yukarıdaki farklar da,  hangi tarafta olduğunuzu belirliyor.

 

Kaynak: markafikirleri

Sosyal Medyada Paylaş

Benzer Yazılar

Bi Yorumunuzu Alırım

E-Posta adresiniz yayınlanmaz. İşaretli alanları doldurunuz. *

Tüm Yazılar